Mathilde Franziska Anneke


DÖNEMİNDEKİ ÖNEMLİ OLAYLAR (1817-1884)

1794 Prusyada, boşanmanın kanuni esaslara bağlandığı Genel Eyalet Hukuku yürürlüğe girer.
1797 Annette von Droste-Hülshoff un doğum yılı.
1833 Leipzigde ilk kadın öğretmenler seminerinin kurucusu Auguste Schmidtin doğum yılı.
1833 Üniversite öğrencileri Frankfurt/Maindaki Merkez Karakoluna saldırırlar.
1847 Mathilde Franziska Annekenin Toplumsal Koşullarla Çatışan Kadın yazısı yayınlanır.
1847 Aynı yıl doktor Heinrich Hoffmannın çocuk eğitimine katkısı olan Stnıwwel peter (Haylaz Çocuk) yayınlanır.
1848 Pariste Şubat Devrimi.
1848 Almanyada Mart Devrimi.
1849 Avusturyada kadınlar belediye seçimlerine katılma hakkına kavuşur.
1850ler Politik sebeplerden dolayı gittikçe daha fazla Alman ABDye göçer. 1852 Almanyada Louise Otto Petersin Frauenzeitung (Kadın Gazetesi) yayınlanır. 1852 ABDde Mathilde F. Anneke bir Deutsche Frauenzeitung (Alman Kadın Gazetesi) çıkarır.

"AKIL BİZE özgür OLMAYI EMREDER."

Tapu kadastro müdürü Karl Gieslerin kızı Mathilde ve Isabella adlı atı, birbirlerinden ayrılmaz bir ikilidir. Genç kız saatlerce at sırtında gezinir. Annesinin Tilly diye çağırdığı Mathilde gıpta edilecek bir özgürlük içinde büyümektedir. Westfalendeki Blankenstein onun yurdudur. Yakın ve uzak çevrede bilmediği yer yoktur. Veya tam tersi: Çevredeki herkes kalın, siyah topuz saçlı bu korkusuz süvariyi tanımaktadır. Evde özel bir öğretmenden ders alır.

Babası, mesleği dolayısıyla Prusya toplumunda oldukça yüksek bir mevkidedir. Anne ve babasının nüfuzlu ve kültürlü dostları, birçok arkadaşları vardır. Mathilde erken yaşta okumaya ve düşünmeye teşvik edilmesine karşın özgürlük tutkusu engellenmeden doyasıya yaşar. Hemen hemen ideal koşullarda yetişir ve bu yıllarda cesaret ve özgüvenini geliştirir; bu iki nitelik geleceğini belirleyecektir.

19 yaşındayken evlenir. Babası mali sıkıntıya düştüğü ve en büyük kızını "iyi bir kapıya" yerleştirmekten başka çaresi kalmadığı için mi evlendirilmiştir? Mathildenin kendisinden yaşça çok büyük olan Alfred von Tabouillot ile niçin evlendiğini ve kendisini tümüyle mutsuz eden bir evliliğe girdiğini açıklayabilecek güvenilir bir kaynak yok. İlk çocuğu Fanny altı yaşına gelince Mathilde boşanmak ister. Fanny kendisine verilir. Açık bir karar.

Fakat "Tabouillot Olayı" kafaları karıştırır. O zamanın toplumu için korkunç bir şey olmuştur: Bir kadın boşanma talebinde bulunmuş ve üstelik kocasının ailesine nafaka davası açmıştır. Utanç verici. İmkânsız. Duyulmuş şey değil.

Mathilde Franziska, evlilik soyadı ile Tabouillot, kızlık soyadı ile Giesler, kabahatsiz olarak boşanmış bir kadın olsa da, küçümsendiğini çok çabuk hisseder. Hakkını alacağı kesindir (Prusyada 1794 yılında yürürlüğe giren Genel Eyalet Hukuku gereği boşanma yasal esaslara bağlanmıştır). fakat tek başına tavır aldığı için, başka her şeyin düzenlenmesi de ona kalır. Ebeveynlerinden yardım istemeyi bekleyemez. Yalnız yaşayan çocuklu bir kadının geçimi için, sekiz taler tutarındaki nafaka yeterli değildir.

Hayatını yazarak kazanmak ister. Dua kitapçıkları ve şiir derlemeleri yayınlar. Sonatlar, baladlar, hikâyeler ve gezi izlenimleri yazar. 1840lı yıllarda bir sürü kadın, edebiyat dünyasına girme cesaretini göstermiştir. Ozan Joseph von Eichendorf bunu şöyle yorumlar: "Şiir artık kadınlara kadar düştü!"

Başka bir deyişle, bu alan kadınlara göre değildir. Bir erkek için, eğer "yoksul bir şair" ise, kraldan emeklilik maaşı bağlanması alışıldık bir şeydi, ama şiir yazan bir kadın için herhangi bir maddi yardım söz konusu değildi. Dul Mathilde Franziska böyle bir başvuruda bulunursa, bu lütfa layık bulunmayacaktır. Gittikçe toplumdan uzaklaşır. Onu destekleyenler yalnızca "Demokrasi Cemiyeti"ne mensup, politik ve toplumsal sorunlarla uğraşmayı iş edinmiş arkadaşlarıdır.

Derken Mathilde Franziskanın o zamana kadarki yaşamının altına bir çizgi çektiği gün gelir. Kelimenin tam anlamıyla algılamak gerekir bunu. Kendisinin bizzat derlediği dua kitabının ilk sayfasını boydan boya çizer ve kalın harflerle üzerine "İnsanın zor durumda kaldığında yarattığı Tanrılardan" diye yazar. çok dindar, Biedermeier tarzı şair geçmişi ile ilişkisini kesmiştir.

48 Devriminden önceki kış, otuz yaşındaki Mathilde ilk defa kadın sorunlarına karşı tavrını koyduğu bir yazı yayınlar: Toplumsal Koşullarla Çatışan Kadın. Şöyle yazar: "Niçin kadın hâlâ sessiz sedasız sabreden biri olarak kalsın? neden kocasının ayaklarını yıkayan alçakgönüllü hizmetkâr olmayı sürdürsün? neden aslında kendisi de bir uşak olduğu için, kalbinin despotu haline gelen bir efendinin sabır küpü, dindar hizmetçisi olmaya devam etsin?"

Ezilmişliğin, ana nedeni olarak gördüğü kilisenin öğretilerine karşı çıkar: "Tütsü kokuları ile zihninizi karıştırmak istiyor, parlak sözlerle sizi aldatıyorlar, basit gerçekler yerine çiçek kokulu masallar anlatıyorlar. Zeki şarkıcılar uyanmanızı ve düşünmenizi engelleyen güzel ninniler söylüyorlar. Kadınların alınlarında yazılı imanı güzel sedalarla övmeyi biliyorlar. Ah şu iman! Size söylüyorum, bu düzmece, yalan ve sahte bir hâleden başka bir şey değil. Üstünde, feragatin, acının ve mutsuzluğun, daha doğrusu sıkıntının, hüznün, kederin gözyaşları elmaslar gibi titrek titrek işiyor!"

Ve hemcinslerine seslenir: "Ne olur, gözünüzü açın ve sizinle nasıl oyuncak gibi oynandığını görün. Evet, gözlerinizi açın, o zaman saat başı, nasıl aldatıldığınızı, sizlere öğretilen ya da yasaklanan her şeyin ne kadar çelişkili olduğunu görürsünüz."

"Louise Aston" skandali bu yazının yayınlanmasına neden olan olaylardandır. Louise Aston adlı dul bir kadın 1846da Berlinden kovulur. Bir sürü nedenin yanında, kadının dindar olmayışı da vardır.

1847de Mathilde Franziska ikinci evliliğini yapar. Köln İşçi Derneği kurucusu ve başkanı olan Fritz Anneke ile evlenir. Anneke çifti Kölnde ilerici kadın ve erkekler için odak noktası olur kısa zamanda. 3 Mart 1848de Kölnde, Prusya topraklarında Fritz Annekenin başı çektiği ilk devrimci gösteri yapılır.

1848 Temmuzunda Fritz Anneke tutuklanır ve hapse atılır. Mathilde Anneke o ay ilk oğlu Fritz Junioru dünyaya getirir. Aynı ay içinde bir şey daha olur: New York eyaletinin Seneca Falls kentinde bir kadın hakları konferansı düzenlenir. Bu konferansta okunan bildirgede kadınlar "ABD vatandaşı olarak tüm hak ve ayrıcalık larını derhal elde etmeyi" talep ederler.

Bu konferansın Amerikadan çok uzaklardaki Mathilde Franziska Anneke ile o ana dek hiç ilgisi yoktur; daha yeni anne olmuş Mathilde bundan kısa bir süre sonra Amerikan kadın hareketleri ile ilişki kuracağını ve yaşamının sonuna dek bu hareket için çalışacağını bilemezdi.

Hâlâ Kölndedir ve 48 Devrimine aktif olarak katılır. Tek başına -kocası hâlâ hapistedir- Nene Kölnische Zeitung (Yeni Köln) gazetesini çıkarır. Eyalet ve belediye idaresinin yasamasında ve işçi-işveren ilişkilerinde söz sahibi olmak isteyen, emekçi halkın sesi olan bir gazetedir bu. Bu gazete radikal doğrultusu yüzünden yasaklanınca, Mathilde Anneke kısa zamanda gazetenin adını değiştirerek Frauenzeitung (Kadın Gazetesi) olarak yayına devam eder.

Köln Kadın Gazetesinin sadece iki sayısının çıkarılmasına izin verilir. Üçüncü sayısına daha prova baskısı sırasında sansür tarafından el konur. Bundan yaklaşık yarım sene sonra Louise Otto, Dresdende kendi Kadın Gazetesini çıkarır ve üç yıl boyunca bu gazetede fikirlerini açıklar.

Mathilde Franziska Anneke büyük baskı altında çalışmaktadır. Gazetecilik çalışması ondan tam mesai istediği gibi, bakmak zorunda olduğu bir bebeği de vardır. "Oğlum bu gece öyle ağladı ki, huysuzluğundan gözüme uyku girmedi," der hapishanedeki kocasına gönderdiği bir mektupta.

Bir kadın hem ailevi yükümlülüğüne bağlı kalmak, hem de zamanın olaylarına etkin olarak katılmak istiyorsa, erkekten iki kat güçlü olması gerekir. Mathilde Franziska Anneke örneğinde bu açıkça görülmektedir. Toplam yedi çocuk doğurmuş ve -mektuplarından anlaşıldığına göre- çocukların eğitiminde kocasının hiç yardımı olmamıştır.

Daha sonraki yıllarda da bu durum sürekli tekrarlanır: Devrimci Fritz Anneke ne zaman kendisine ihtiyaç olsa, dışarıya, "düşman yaşam"ın içine dalar. Kocası gibi ilerici zihniyetli Mathilde Annekeye ise çocukların sorumluluğunu tek başına taşımak düşer. 1865te "Fritz beni bu konuda çok yalnız bırakıyor," diye yazar kız kardeşine.

Fritz Anneke 1848 sonu hapisten çıktığında, Pfalz devrim ordusuna katılır ve kısa zamanda lider durumuna gelir. Mathilde onu izler. Amacı kahramanlık değil, idealleri uğruna kocasıyla birlikte savaşmaktır.

"Çocuklarımı bir süre için güvenli bir yere bıraktım. Süvari giysilerime bürünüp sürekli Fritzimin yanında yer aldım. Dört hafta boyunca uzun yürüyüşlerde, özellikle Übstadttaki sıcak çatışmada kurşun yağmuruna tutulduğumuz halde tek bir kurşun bana isabet etmedi."

1849 baharında Pfalzda katıldığı devrim hareketini, bir kız arkadaşına yazdığı mektupta böyle anlatır. Kocasını savaşta izleyen, atlardan anlayan, ne korkak ne de nazlı davranan bir kadına ancak hayranlık duyulabilir. O ise, hayranlık yerine mizah konusu edilmiştir. At sırtında, burnu üstünde gözlüğü ile (hiç gözlük takmamasına rağmen) karikatürleri yayınlanmış ve bu görüntülerin atında, onunla "erkekten dönme" diye alay edilmiştir.

Başarısız devrimden sonra Annekeler kaçmak zorunda kalırlar. Vaktiyle birçok Almanın yaptığı gibi ABDye göçerler. ABDye varmalarından kısa bir zaman sonra Mathilde Franziska Anneke, kocasına savaşta neden eşlik ettiğini açıkladığı Pfalz Savaşından Bir Kadının Anılanım baskıya verir; "Almanyada olduğu gibi bu yabancı ülkede de çoğunuz savaş çağrısına yanıt verdiğim için beni kınayacaksınız. Özellikle sizler. Siz evde oturan kadınlar, bir kadının ne yapabileceği ve ne yapması gerektiği konusunda estetik bir çekicilikle konuşup duracaksınız. Ben de yaptım bunu bir zamanlar. Zaman gelip de kadına olanak verildiğinde, ne yapması gerektiğini bilmediğim zamanlar".

O anın sunduğu olanağı kullanmak... Mathilde giderek ikinci vatanı olmaya başlayan bu yabancı ülkede bu ilkeye sıkıca bağlı kalır. 1852de Milwaukeede Almanca bir Kadın Gazetesi çıkarır: Alman dilinde Amerikada bir kadın tarafından çıkarılan ilk feminist gazete. Şunu da bilmek gerekir ki, Milwaukee vaktiyle göçmen Almanların en fazla toplandığı kentti. Bu kentte oturanlar, kendini "kadının kurtuluşu"na adayan yeni gazetenin ilk okuyucularıdır. Yayımcının oldukça kısa bir zaman sonra Alman erkeklerle başının derde girmesine şaşmamak gerek.

1852 Ekiminde şöyle yazar, "Erkekler bu gazeteye karşı çıkmaya yeminli gibi görünüyordu. Sorduğum sorulara şu yanıtı alıyordum: Karım bu konularda yeteri kadar aydınlanmış durumda. Daha fazla aydınlanmasına gerek yok."

Mathilde Franziska Anneke yolundan şaşmaz. Amerikan kadın hareketlerinin en aktif üyelerinden Susan Brownell Anthony ile tanışır. 1853te New Yorkta kadın hakları için genel bir miting yapıldığında, Mathilde Anneke ABDde ilk Alman kadın olarak kürsüye çıkar ve toplantıyı protesto etmek isteyen çılgın kalabalığa şöyle seslenir: "Ben buraya gelmeden önce zulmü ve kralların baskısını biliyordum. Bunları kendi benliğimde, arkadaşlarımda, ülkemde öğrendim. fakat buraya geldiğimde, kendi yurdumda olmayan o özgürlüğü bulacağımı umuyordum. Almanyadaki kız kardeşlerimiz çoktandır bu özgürlüğün özlemini çekiyorlar. fakat orada bu arzu erkeklerde olduğu gibi kadınlarda da bastırılıyor. Burada beklentimiz, konuşma özgürlüğüne sahip olmaktır. Burada olmazsa başka nerede olabilir? Hiç olmazsa burada tüm sorunlara ilişkin düşüncelerimizi ortaya koymamıza izin verilmelidir. fakat öyle görünüyor ki insanlık haklarını talep etme özgürlüğü burada bile yok. ama ülkemizin tek umudu özgürlük timsali olarak bilinen bu devlete yönelmiştir!"

Toplantının sonunda yayınlanan sonuç bildirgesi şöyledir: "Bu hareket yalnızca Amerikanın değil tüm dünyanın sıkıntılarına yöneliktir. Bu nedenle bu konvansiyonun açıklamasını tüm dünya kadınlarına hitaben kaleme alacak, amaçlarımızı ortaya koyacak ve kadınları aynı amaç kapsamında ortak çalışmaya davet edecek bir komite oluşturulmalıdır."

Mathilde Franziska Anneke bu komitedeki tek Alman kadındır. O andan itibaren kadın hareketinin çabalarını Amerikada yaşayan Almanlar arasında yaymayı en önemli görevi olarak görür. Daha fazlasını üstlenmesi olanaksızdır. Çünkü Alman-Amerikalılar kadın hareketlerine şüpheyle yaklaşmaktadırlar. Mathildeye karşı Anglo-Amerikalılardan daha itici davranmaktadırlar.

Başarmak zorunda olduğu işi "katıksız gericiler" ile uğraşmak, "cehennem azabı" diye niteler. Eşitlik konusunda konuşmalar yapmak üzere Amerikayı baştan aşağı dolaşır. Alman kız çocukları için kendi okulunu kurar ve 18 yıl yönetir. "Bayan Anneke karşı koyulmaz gücü ile bizi coşturmasını biliyordu!" der hayran olduğu öğretmenin ölümünden seneler sonra bir eski öğrencisi.

Fritz Anneke Yeni Dünyaya karısı kadar alışamamıştır. Karısının uğraşlarının çoğunu kuşkuyla karşılamış, ya da onu hiç anlamamış olabilir. "Benim iç dünyam hakkında hiçbir şey bilmiyorsun. Bir defa olsun ilgilendiğini de hiç sanmıyorum," der 1865te kocasına yazdığı bir mektupta.

1869da "Amerikan Eşit Haklar Birliği" toplantısında ikinci defa konuşmacı olarak kürsüye çıkar. 16 yıl önce ilk kadın hakları toplantısında nasıl ıslıklanıp tehdit edildiğini anımsar, "O günden bu yana ne büyük bir değişim! Kamuoyunda ne devasa bir ilerleyiş... Daha da sevindirici olan ise, son yılların tarihinin kanıtladığı gibi, evrensel gerekliliğin gücü altında aklın ve özgürlüğün sürekli gelişim göstermesidir. Bu her olayı amacına doğru götüren, zamanın karşı konulmaz ilerleyişidir," ve devam eder, "Kadının içinde daha fazla bastırılamayacak olan, her durum ve şartta özgürlük isteyen şey, bilgiye duyduğu açlıktır. Bu özlem, bu zihinsel çaba, bilgiyi, salt bilmek istediği için aramak, kadında olduğu kadar hiçbir insanoğlunda bu denli güçlü baskı altına alınmamıştır. Çünkü erkekler tarafından özellikle biz kadınlar için icat edilmiş, imanla dua etmemiz, yasamız olması gereken hiçbir doktrin yoktur. Yaşam düsturumuz hâlâ eski geleneklerin otoritesidir. Buna biz izin veriyoruz... En yüce ve tek yasa koyucu olarak tanıdığımız akıl, bize özgür olmayı emrediyor!" Bayan Annekenin konuşması çok başarılı olur.

1853teki ilk ABD konferansı küfürler ve kaba tezahüratla kesilmişse de, şimdi çılgınca alkışlanır ve kadın haklarının öncüsü olarak kutlanır. Kendi eyaleti Wisconsini temsilen "National Woman Suffrage Associationa (Ulusal Kadın Seçmenlik Hakları Birliği) delege olarak katılır. Kadınların oy hakkını elde etmeye çalışan bir dernek bu. Fritz Annekeyi bunlar hiç ilgilendirmez.

"New Yorktaki toplantıdan sonra uğraşlarım hakkında tek kelime bile söylememiş olman üzüyor beni. Senin yargılarının benim için her şeyin üstünde olduğunu bilirsin..." diye yazar toplantıdan sonra kocasına. fakat kocası susmaya devam eder. Diğer göçmen Almanlar nezdinde de her zaman olduğu gibi inatçı direnişlerle karşılaşır. Susan Brownell Anthony 1872de yasak olmasına rağmen genel seçimlerde oy kullanma yürekliliğini gösterip bu yüzden para cezasına çarptırılınca, Almanca gazetelerden çıkan gerici seslere karşı derhal ve resmen onun yanında yer alır.

1904te "Kadınların Seçim Hakkı İçin Dünya Birliğinin kuruluşunda Susan B. Anthony, "Bayan Anneke kadınların seçim hakkı hareketinde ilk sırada yer almaktadır," diye açıklamada bulunur, Annekenin ölümünden yirmi yıl sonra.

1884 Kasımında Mihvaukeede ölen bu kadının on yıllarca uğruna savaştığı yasa, ancak ölümünden otuz beş yıl sonra yürürlüğe girer; Amerikan Anayasasına ilave edilen 19. madde şöyledir: "Birleşik Devletler vatandaşının seçme ve seçilme hakkı, cinsiyeti nedeniyle ne Birleşik Devletler ne de herhangi bir eyalet hükümeti tarafından reddedilebilir ya da kısıtlanabilir."

Comments

webdenaldim said…
ben cok begendım paylasım ıcın tesekkurler